Açık Bilinç'te bu hafta, Ege Üniversitesi'nden felsefeci Galipcan Altınkaya’yla İbn Sina’nın felsefesini tartışmaya açıyoruz.
İbn Sina, 11. yüzyılda felsefi düşünce coğrafyasını Asya'ya genişletmekle kalmamış, Tıp ve Astronomi gibi alanlarda da önemli çalışmalar yapmış bir deha.
Geçen hafta Mehmet Kuyurtar'ın söz ettiği Farabi gibi, “akıl” çizgisini öne koyan, İslam düşüncesine sıra dışı katkılarda bulunmuş bir isim.
İbn Sina'yı bugün bile önemli kılan görüşleri neler?
Nasıl bir kişiydi, Antik Çağ'ın düşünsel mirasını devralan Ortaçağ'da felsefeye nasıl yaklaştı?
Son olarak, konuğumuz Galipcan Altınkaya'nın İbn Sina konusunda aktaracaklarının yanı sıra, yeni çevirmiş olduğu Ahlakın Cinsiyeti: Klasik İslamda Kendilik, Aile ve Toplum Etiği başlıklı Zahra Ayubi'nin önemli kitabına da dikkat çekmek isterim.
Kronolojik sırayla sürdürdüğümüz “Felsefe Portreleri” serisinde Ortaçağ'ın sonuna geldik.
Kısa bir aranın ardından, Rönesans, Modern Çağ ve Aydınlanma Çağı’nın önemli isimleriyle devam edeceğiz.
Gelecek hafta farklı bir konuya dönüyoruz. 17. yüzyılın en önemli İngiliz felsefecilerinden John Locke'un tarihte ilk kez formüle ettiği “Kişisel Özdeşlik” [Personal Identity] sorunu çerçevesinde, benlik ve hafıza konularını ele alacağız ve sorunu daha sonra Nöroloji ve Psikiyatri açısından de irdeleyeceğiz.